"fatih soydan (Guest)" yazdı: |
kardeşim bi zamet araştır bee |
Tuzun sağlık için çok da zararlı olmadığı hatta eksikliğinin vücutta sorun yaratacağı açıklandı. Hollanda daki Utrecht Tıp Fakültesi uzmanları yetersiz tuz alımının halüsinasyon sinir bozukluğu kas krampı ve kalça kemiği kırıklarına yol açabileceğini açıkladı.
Şimdiye kadar günde 6 gramın üzerindeki tuz tüketiminin zararlı olduğu ileri sürülüyordu. Ancak son araştırma 16 gramın altında kalan tüketimin dahi kan basıncı gibi çeşitli kriterler açısından fazla bir değişiklik yaratmadığını gösterdi.
Tansiyonu Düşük insanlarda (bende birisiyim) ve sinir hastalıklarında tuz ihtiyacı dahada artıyor.
O yüzden Etrafınızda Sinir zedelenmesi veya sinir sisteminde yavaşlama yaşıyan insanalara iyotlu tuz
tavsiye ediniz. İngiliz Tıp Dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmaya göre, daha az tuz tüketmek, kalp ve damar hastalıkları riskini dörtte bir, kalp krizi riskini de beşte bir oranında azaltıyor.
Çok fazla tuz tüketiminin kan basıncını yükseltebileceği, yüksek tansiyonun da kalp krizi ve inme riskini artırabileceği uzmanlar tarafından zaten biliniyordu, ancak dergideki yeni araştırmada, bu bağlantı kanıtlanıyor ve tuzun verebileceği zararın boyutu ortaya konuyor.
Çalışmada, günlük tuz alımının 6 gramı geçmemesi (erişkinler için önerilen miktar) gerektiği uyarısında bulunularak, tuz tüketimini az miktarda azaltmanın, kalp ve damar hastalıkları riskine büyük etkisi olduğu vurgulanıyor.
Günlük beslenmelerindeki tuz tüketimini önemli miktarda düşüren insanların, gelecek 10-15 yılda kalp-damar hastalıklarına yakalanma olasılığı yüzde 25 oranında azalıyor. Bu kişilerin, kalp-damar hastalıklarından ölme riski de yüzde 20 düşüyor.
ABD’deki bir tıp ekibinin, Boston’da kan basıncı düzeyi yükseğe yakın ya da yüksek tansiyona meyilli 3 bin 126 kişiyle yaptığı araştırmada, bu kişilerin tuz tüketimini 10 gramdan 7 gram civarına (yüzde 25-25 oranında) düşürüldü. Ayırca, bu kişilerin uzun dönemli diyetlerinde de az tuz tüketimine yöneldikleri saptandı.
"TUZUN AZ MİKTARDA AZALTILMASININ BİLE ETKİSİ BÜYÜK"
Londra’daki St George Hastanesi’nden Profesör Graham MacGregor, bu yeni çalışmanın çok önemli olduğunu belirterek, bununla, tuz tüketiminin azaltılmasıyla kalp hastalığı, kalp krizi ve inme geçiren insanların sayısının da gerileyeceğinin ortaya konduğunu, daha önceden ise elde bu yönde bir kanıtın bulunmadığını söyledi.
Günlük tuz tüketiminin az miktarda azaltılmasının, hastalık risklerine karşı büyük etkisinden bahsettiklerine dikkat çeken McGregor, tüketilen tuzun dörtte üçünün zaten alınan gıdaların içinde bulunduğunu, günlük 6 gram tuz tüketimi hedefinin de, yediklerine dikkat etmeleri durumunda çoğu insan için ulaşılabilir olduğunu vurguladı.
tuzun zararları arasında göz de var. fazla tuz tüketen insanlarda göz hastalıkları ortaya çıkıyor.neden rusyada gözlüklü insan sayısı az çünkü tuz nedir bilmiyorlar.
KİMYAGERLERİN sodyum klorür (NaCl) olarak tanımladığı iyonik bir bileşik olan tuz, tarih boyunca en önemli tatlandırıcı ve koruyucu madde olarak kullanılmış. Ama onun asıl önemi, insan bedeninin içerisindeki sıvıları dengeleyici özelliğinden kaynaklanıyor. Gerekli miktarda su aldığımız durumlarda bile tuz eksikliğinden dolayı vücudumuzdaki su miktarı tehlikeli bir şekilde normalin altına inebiliyor. Bu tıbbi bilgi 19. yüzyılın sonuna kadar bilinmese de insanlar içgüdüleri ile tuzun öneminin farkına varmışlar.
Erişkin bir insanın günlük tuz ihtiyacı 6-8 gram kadar, fakat sıcak havalarda ya da ağır fiziksel çalışma şartlarında bu miktar 10 grama kadar çıkabiliyor. Çok terlediğiniz zaman üst dudağınızı yalarsanız tuz kaybının boyutlarını anlayabilirsiniz. Aslında ihtiyacımız olan tuz, günlük besinlerimizde zaten mevcut. Fakat yapılan araştırmalar bir insanın günde 15 gramdan fazla tuz tükettiğini gösteriyor. Oysa ilkel şartlarda yaşayan insanlar bizlere kıyasla tuzu çok daha dengeli tüketiyorlar. Örneğin Eskimolar, zaten yeterince tuz içeren deniz ürünlerine fazladan tuz ilave etmiyorlar. İçinde yaşadıkları soğuk iklim şartları besinler için zaten doğal bir koruyucu niteliğinde. Fakat "medeniyetin" onlara da ulaşması yüzünden Eskimoların da tuz kullanımı yüksek miktarlara ulaşmış. Tuz tüketiminin düzenli olarak artması şişmanlık, nefrit (böbrek iltihabı

, yüksek tansiyon ve damar sertliği gibi hastalıkları da beraberinde getirmiş. Fakat her doğal beslenme alışkanlığı tuz kullanımını ideal düzeyde tutmuyor. Örneğin Hindistan’ın birçok bölgesinde olduğu gibi vejeteryan beslenenler sıcağa bağlı tuz kaybından hastalanıyorlar. Çiftlik hayvanlarıysa fazla ağırlıklarından dolayı bizden daha fazla tuza ihtiyaç duyuyorlar. Özellikle yazın o kadar çok tuza gereksinimleri oluyor ki, tuz eksikliğini gidermek için duvarları bile yalayabiliyorlar.
Tuz en çok nerede bulunur? Herhalde çoğumuzun cevabı, "denizde" olacaktır. Buna, denizle ilgisi olmayan ve bazen yerin yüzlerce metre altına kadar uzanan tuz madenlerini de ekleyebiliriz. Aslında üzerine bastığımız toprak da yüksek miktarlarda tuz içeriyor. Kaba bir hesapla gezegenimizde yedi milyon kilometrekare deniz tuzu bulunuyor. Denizlere her yıl milyonlarca metreküp tatlı su akmasına rağmen denizin tuz oranı azalmıyor.
Tuzlu yiyecekleri herkes sever. Tuza bir kez bağımlılık kazandınız mı, ne tuzsuz yiyeceklerden, ne de tuz yerine konulmuş maddelerle yapılmış besinlerden zevk alabilirsiniz. Tuzlu tatlara bağımlılık çocukluk çağlarından itibaren yavaş yavaş kazanılır. Bir süre sonra da vazgeçilmez bir tutku halini alır. Tuz kullanmayı bir süre erteleyebilirseniz, bedeniniz daha az sodyumla beslenmeye uyum göstermede pek fazla güçlük çekmez. Tuz kullanımını azaltan ve besinler ile aldığı sodyum miktarını sınırlayanların tuzlu tat-lezzet isteklerinde gerileme oluşur. Yapay tuz zararlı mı?
Tuz yerine geçen ürünleri kullanmak, tuzun zararlarından kurtulmanın en kolay yoludur ama tuz yerine geçen maddeler her zaman ve herkes için uygun olmayabilir. Yapay tuzların içerisindeki en önemli madde olan ‘potasyum’ bazı durumlarda ciddi problemler yaratabilir. Böbrek yetmezliği olanların, potasyum birikimine eğilimli sorunu bulunlarının ve potasyum tutucu idrar söktürücüleri kullananların bu tür tuzları kullanmadan önce doktorları ile konuşmaları gerekmektedir.
Fazlası neden yasak
Eğer hem daha az sodyum kullanmak hem de herhangi bir sağlık sorunu ile karşılaşmamak istiyorsanız tuz yerine seçenek olarak bitkileri ve baharatları denemelisiniz. Özellikle limon ve limon suyu, kaliteli sirkeler ve bazı kurutulmuş baharatlı bitkiler ve kırmızı biber lezzet unsurunu arttırmada, tuza olan özleminizi azaltmada size yardımcı olabilirler.
Vücudunuzun sodyum dengesini sağlamakla yükümlü organı böbreklerinizdir. Sağlıklı böbrekler fazladan alınan sodyumun büyük bir kısmını kolayca atmaktadır. Tuzun fazlasını terleme ile de atarsınız. Eğer böbrekleriniz yeterince çalışmazsa fazla tuzu atmakta güçlük çekersiniz. Vücudunuzda sodyum birikir, yüzünüzde, bacaklar ve ayaklarınızda şişmeler meydana gelir. Vücutta aşırı sodyum birikmesi sonucu oluşan bu belirtilere tıp dilinde ‘ödem’ denilmektedir.
Tuzun fazlası sadece ödem yapmaz. Damarlarınızda dolaşan sıvı miktarının artmasına, kan basıncınızın yükselmesine (hipertansiyon), kalp ve böbrek hastalıkları ile felç riskinizin artmasına neden olur. Özellikle toplumun yüzde 30’undan fazlasının sodyuma duyarlı kan basıncına sahip olduğunu düşünürseniz hipertansiyon eğiliminizin kanınızda fazla sodyum birikince tetiklenebileceğinden kuşkunuz olmasın!
emeğe saygı....